Allah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi

 

وَاَلْقٰى فِي الْاَرْضِ رَوَاسِيَ اَنْ تَم۪يدَ بِكُمْ وَاَنْهَارًا وَسُبُلًا لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَۙ ﴿١٥﴾

15- Allah, yeryüzü sizi sarsmasın diye oraya sabit dağlar yerleştirdi. Yolunuzu bulmanız için de nehirler ve yollar yarattı.

وَعَلَامَاتٍۜ وَبِالنَّجْمِ هُمْ يَهْتَدُونَ ﴿١٦﴾

16- Daha birçok âlametler yarattı. İnsanlar geceleyin de Allah’ın yarattığı yıldızlarla yönlerini bulurlar. 

Burada dağların gerçek işlerinin, yeryüzünün devinim ve hızını düzenlemek olduğu gösterilmektedir. Bizim bu sonuca varmamızın nedeni Kur’an’ın birçok yerinde dağların bu yararlılığından açıkça bahsetmiş olmasıdır. 

Allah’ın bir diğer ayeti de: O, çeşitli bölgeleri birbirinden ayırmak için işaretler koyarak arzın tekdüzeliğini ortadan kaldırmıştır. Bunların birçok faydaları vardır, bu faydalardan biri de yolcuların ve denizcilerin yollarını bulmalarına yardımcı olmalarıdır. Özellikle, yol gösteren hiçbir nesnenin olmadığı ve her an kaybolunabilecek olan kumlu bir çölde yolculuk edinilirken bu işaretlerin önem ve değeri daha da iyi anlaşılır. Bu işaretlerin eksikliği en çok deniz yolculuğunda hissedilir. İnsan ancak denizde ve çölde yolculuk yaparken “yıldızlarla varacağı yere ulaşma”nın gerçek önemini anlayabilir.

Bu ayet tevhidle ilgili delilleri, Allah’ın merhamet ve inayeti ve peygamberlikle ilgili işaretleri gözler önüne sermektedir. İnsanın doğru yolu maddi anlamda bulması, yani gideceği yere ulaşabilmesi için bu denli geniş imkânlar hazırlayan Allah’ın onun ahlâkî ve ruhî ihtiyaçlarını görmezlikten gelmesi mümkün değildir. İnsanların karada ve denizde yollarını bulabilmeleri için dağlar, nehirler, yıldızlar ve başka nesneler vareden, Allah’ın insanın ahlâkî ve ruhî ihtiyaçlarını görmezden geldiğini düşünmek, Allah’ın lütuf ve rahmetinden şüphe etmekten başka bir şey değildir.

Tüm bunlar, bütün evreni bir tek yaratıcının düzenlediği ve bu düzene göre de yarattığını göstermektedir. Bu düzene uygun olarak sürekli yeni şeyler yaratan ve yeryüzünden sonsuz uzaya doğru uzanan bu muhteşem evreni yöneten O’dur. Aptal ve inatçı olanlar dışında kim bütün bunların sadece tesadüfen meydana geldiğini söyleyebilir? 

 TEFHİMUL KUR’AN

Modern bilim yere çakılmış sabit dağların varoluş sebeplerini açıklıyor. Fakat Kur’an-ı Kerim’in ifade ettiği, bu görevini dile getirmiyor. Dağların varlığını birbirleriyle çelişkili birçok teorilerle açıklıyor. Bu teorilerin en önemlisi şudur: “Buna göre yeryüzünün iç kısmındaki bölüm sıcaktır. Bu yavaş yavaş soğumakta ve büzülmektedir. Onun üzerindeki yeryüzü kabuğu da gittikçe küçülmekte ve girintiler oluşmaktadır. Bunun sonucunda dağlar, yükseklikler ve alçaklıklar meydana gelmektedir… Fakat Kur’an-ı Kerim dağların yeryüzünün dengesini koruduğunu ifade etmektedir. Modern bilim henüz bu görevi keşfedebilmiş değildir.

Yeryüzüne çakılmış bu sabit dağların karşısında dikkatlerimiz, akıp giden nehirlere ve süzülüp giden yollara yöneltilmektedir. Tabiat sahnesinde nehirlerin dağlarla ilişkisi açıktır. Çünkü genellikle dağlar nehirlerin kaynaklarını oluştururlar. Zira dağlar daha çok yağış alırlar. Yolların, dağlar ve nehirlerle olan ilgisi de bellidir. Yollar hayvanlar, taşınan mallar ve göçetme faaliyetleriyle de ilgilidir. 

   FİZİLALİL KUR’AN

Başa dön tuşu