Allah, iman edenleri dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar

Allah, iman edenleri, dünya hayatında ve ahirette sapasağlam sözle sebat içinde kılar. Zalimleri de şaşırtıp-saptırır; Allah dilediğini yapar. İbrahim 27
Yani, “Müminler bu dünya hayatı boyunca sabrederler, çünkü onun dengeli hayat sistemi “güzel bir söz” üzerine kuruludur. Çünkü bu, onlara apaçık bir görüş açısı, anlamlı bir düşünce sistemi sağlar ve bütün kilitlere ve problemlere bir anahtar teşkil eder. Onun yardımıyla müminler, onların hayatın her zorluğu karşısında sabırlı olmalarını sağlayan güçlü bir karekter ve sağlam bir tavır elde ederler. Bu, aynı zamanda onlara, zihin ve gönül huzuru veren ve onları sapmaktan ve kaprislerden koruyan yaşama ilkelerini de sağlar. Herşeyin ötesinde, bu dünya hayatından sonra ahiret hayatına başladıklarında, hiçbir korku ve tedirginlik duymaksızın soğukkanlı olacaklardır. Çünkü onlara ahiret hakkında tam bir bilgi verilmiş ve bu şekilde müminler oradaki her aşama için hazırlanmışlardır.
Kötü sözü düstur edinenler gelince; Allah, “güzel söz”ü bırakıp “kötü söz”e uyan günahkarların, zihinlerini karıştırarak ve çabalarını yanlış yolda harcayarak sapıtmalarına izin verir. Onların doğru düşünce ve davranış şeklini bulamamalarının ve rezalete düşmelerinin nedeni işte budur”.
-TEFHİMUL KURAN –
Yüce Allah gerek dünya hayatında, gerekse ahirette mü’minleri vicdanlara yerleşmiş, fıtratlarda sağlamlaşmış, salih amelle meyve veren, hayatta hep yenilenen ve her zaman kalıcı olan iman sözüne bağlı tutar. Onları Kur’an’ın ve peygamberin sözü ile, hak için dünyada zafer, ahirette de kurtuluş olarak verdiği sözle sağlamlaştırır. Bu sözlere bağlı kalanların yolları ayrılmaz, farklılaşmaz. Bu sözlere bağlananlar şaşkınlık ve kararsızlık içinde bocalamazlar.
Zalimleri ise yüce Allah, zalimliklerinden müşrikliklerinden, yol gösterici aydınlıktan uzak oluşlarından, karanlıkların, Allah’ın seçtiği değil, arzu ve heveslerin öngördüğü sistemlere, kanunlara uyduklarından dolayı saptırır. Zulmedeni, aydınlığı görmezlikten geleni, arzu ve hevesine uyanı sapıklığa, bataklığa ve bedbahtlığa mahkûm eden değişmez yasası uyarınca onları saptırır…
“Allah dilediğini yapar.”
Mutlak iradesi ile kanunları seçer. O kanunları seçer, bu kanunlar kendisini bağlayıcı değildïrler, sadece onlardan hoşnut olur. Hikmeti bu kanunların değişmesini öngörürse, hiçbir kuvvetin karşı koyamadığı, hiçbir engelin yolunu kesemediği ve varlık aleminde meydana gelen her şeyin dilemesi uyarınca meydana geldiği iradesinin çerçevesi içinde değiştirir bu kanunları.
-FİZİLALİL KUR’AN-