Eğer Allah, insanları, zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı…

 

وَلَوْ يُؤَاخِذُ اللّٰهُ النَّاسَ بِظُلْمِهِمْ مَا تَرَكَ عَلَيْهَا مِنْ دَٓابَّةٍ وَلٰكِنْ يُؤَخِّرُهُمْ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّىۚ فَاِذَا جَٓاءَ اَجَلُهُمْ لَا يَسْتَأْخِرُونَ سَاعَةً وَلَا يَسْتَقْدِمُونَ ﴿٦١﴾

61- Eğer Allah, insanları, zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat Allah onları belli bir vakte kadar erteler. Vadeleri geldiğinde, onu ne bir an erteleyebilirler ne de bir an öne alabilirler.

 

Şayet Allah, insanlardan günah işleyenleri, bu günah ve zulümlerinden dolayı hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı varlık bırakmazdı. Nitekim Nuh tufanında, geminin dışında kalanlardan hiçbir kimse sağ kalmadı. Dilerse aynen o şekilde hiçbir canlı varlığı sağ bırakmaksızın herkesi yok edebilir. Fakat Allah teala, daha önce koymuş olduğu bir kanun gereği olarak onları cezalandırmayı belli bir vakte kadar erteler. Bu vade, kıyametin gelmesi veya onların ölmesi ânıdır.

Evet, yaptıklarımızdan ötürü Rabbimiz hemen bizi yakalayıp cezalandırıvermiyor. Bakın Şûra sûresinde de Rabbimiz bu hususu şöyle anlatır:

“Başımıza gelen herhangi bir musibet ellerimizle işlediklerimizden ötürüdür. O, yine de çoğunu affeder. Sizler Allah’ı yeryüzünde âciz bırakacak değilsiniz. Allah berisinde ne bir dostunuz, ne de veliniz vardır.”  (Şura 30)

Eğer Rabbiniz size bu kadar merhametiyle muamele etmeyip de yaptığınız her bir günah yüzünden hemen cezalandırılsaydınız mutlaka hepiniz helak olup giderdiniz.

Ama bir kere de eceli geldi mi artık ne bir saat geri kalır ne de bir saat ileri alınır. Toplumların eceli de böyle, imparatorlukların eceli de böyle, dünyanın eceli de böyledir. Allah’ın bu kararı karşısında onları tutabilecek hiç bir güç ve kuvvet yoktur.

BASAİRUL KUR’AN

Yüce Allah, insan denen şu varlığı yaratmış ve onu nimetleri ile donatmıştır. Yeryüzünde bozgunculuk yapan ve zulmeden, Allah’ın yolundan sapıp O’na ortaklar koşan, birbirlerine zulmedebilen, kendileri dışındaki yaratıklara eziyet edebilen tek varlıktır… Yüce Allah bütün bunlara rağmen onlara yumuşak ve merhametli davranır. Onlara acıyarak biraz zaman tanır. Bu, kuvvetle birlikte olan hikmetin, adaletle birlikte olan rahmetin gereğidir. Ne var ki, insanlar kendilerine tanınan bu süreye aldanıyorlar. Kalpleri Allah’ın rahmetini ve hikmetini kavrayıp hissetmiyor. Sonuçta ilahi adalet ve kuvvet yüce Allah’ın bir hikmete göre belirlediği ve rahmetinden dolayı onlara tanımış olduğu süre dolunca, belirlenen ecel gelince onları kıskıvrak yakalıyor:

“Süreleri dolunca onu ne bir an erteleyebilirler ve ne de öne alabilirler.”

FİZİLALİL KUR’AN

Başa dön tuşu