Hz. Muhammed’in (sas) Alçak Gönüllülüğü ve Sade Yaşamı

Hz. Muhammed (s.a.s.), alçak gönüllü yaşamı ve toplumla olan ilişkisiyle dikkat çekmiştir. O, bir lider olmanın ötesinde, halkın bir ferdi olarak yaşamıştır. alçak gönüllülük

Tarih boyunca birçok iktidar sahibi, maddî veya manevî güçle insanlığa hükmetmeye çalışmıştır. Ancak Hz. Muhammed (s.a.s.), bu güçleri elinde bulundurduğu halde farklı bir yaklaşım sergilemiştir. Bir sözünde, “Ben ne bir kralım, ne de zorbayım; bilakis Kureyş’ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum” demiştir. Bu ifadeyle halktan biri olduğunu belirtmiştir. Kendisi, Kelime-i Şehâdet’de de ifade edildiği gibi, “Allah’ın kulu ve elçisidir”. Bu özellik, hayatının her alanına yansımıştır.

Hz. Peygamber, bir topluluğa girdiğinde boş bulduğu yere oturmasıyla, sıradan bir insan olarak yaşadığını göstermektedir. Sade bir yaşam tarzını benimsemiş ve peygamberliğini kişisel menfaat için kullanmamıştır.

Yaşlı sahâbî Mahreme b. Nevfel, Hz. Peygamber’in elbiseleri dağıttığını duyduğunda, oğlu Misver’i yanına alarak Hz. Peygamber’in evinin önüne gelir. Oğluna seslenmesini söylese de çocuk çekinir. Mahreme, “Evladım, o bir zorba değildir” diyerek çocuğu rahatlatır. Bu durum, Hz. Peygamber’in toplumda nasıl algılandığını açıkça göstermektedir.

Müslüman olmadan önce Hristiyan olan Adiy b. Hâtim, Hz. Peygamber’in yanında akrabalarının bulunduğunu görünce, onun İran ve Bizans krallarından farklı olduğunu anlar. Hz. Peygamber, Adiy b. Hâtim’i evine götürürken, sıkıntısını anlatan yaşlı bir kadının derdini dinler ve evine vardıklarında misafire minder verirken kendisi yere oturur. Bu davranışı, Adiy b. Hâtim’in “Vallahi bu bir kral değildir” demesine yol açar ve sonunda Müslüman olur.

İlginizi çekebilir

Mucize Nedir? Tanımı ve ÖzellikleriHz. Muhammed’in (sas) Hayata İyimser Bakışı

Başa dön tuşu