Kendilerinden önceki kâfirler de tuzak kurdular. Fakat Allah, onların binalarını temelinden sarstı

 

 

قَدْ مَكَرَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَاَتَى اللّٰهُ بُنْيَانَهُمْ مِنَ الْقَوَاعِدِ فَخَرَّ عَلَيْهِمُ السَّقْفُ مِنْ فَوْقِهِمْ وَاَتٰيهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ ﴿٢٦﴾

26- Kendilerinden önceki kâfirler de tuzak kurdular. Fakat Allah, onların binalarını temelinden sarstı. Tavanları başlarına geçti. Azap, beklemedikleri bir yönden kendilerine geldi.

Bu ifade onların kurdukları düzeni temelleri, duvarları ve tavanı bulunan bir bina şeklinde tasvir ederek bu oyunun ne kadar planlı, sağlam, metin ve büyük olduğuna işaret ediyor. Ama onların bütün bu çabaları Allah’ın kudreti ve iradesi karşısında asla duramaz:

Bu sahne tam ve kapsamlı bir yıkılışı ifade etmektedir. Hem altlarından, hem de üstlerinden yıkılmaktadır başlarına. Binayı taşıyan sütunlar temellerinden yıkılıyor. Üstten de tavan çöküp geliyor. Üzerlerine kapanıyor ve onları buraya gömüyor.

“Allah’ın azabı hiç ummadıkları taraftan başlarına iniverdi.”

Bir de bakmışsın ki, son derece sağlam biçimde inşa ettikleri ve içine girip huzur ve güvene kavuşacaklarını sandıkları bina, kendilerinin gömüldükleri mezara, alttan ve üstten kendilerini kıskıvrak yakalayan felaket yurduna dönüşmüştür. Halbuki onlar bu binayı korunmak için yapmışlardı ve tehlikenin bu taraftan geçeceğini hiç düşünmemişlerdi!..

Allah’ın davası önünde duran ve bu amaçla oyunlar peşinde koşan, sürekli planlar yapan ve tuzaklarından kurtuluşun mümkün olmadığını, planlarının boşa çıkmayacağını sananların gülünç halini, yıkılışlarını ve yokoluşlarını mükemmel biçimde sergileyen bir sahnedir bu. Yüce Allah onları çepeçevre kuşatmıştır çünkü!

Düzenbazlar ne kadar sistem kurarlarsa kursunlar, plan yapanlar ne kadar plan yaparlarsa yapsınlar, Allah davası yoluna devam edecektir. İnsanlar zaman zaman etraflarına bakar ve Kur’an-ı Kerim’in çizmiş olduğu bu etkili sahneyi hatırlarlar.

 FİZİLALİL KUR’AN

Onlardan öncekiler de aynı şeyi yapmışlar, Allah’a, Allah’ın elçilerine, müslümanlara karşı tuzaklar kurmuşlar, komplolar hazırlamışlardı. Allah’a, Allah’ın elçilerine ve Allah yolunun yolcularına tuzak kuranlar sadece bunlar değildir. Allah’la savaşa tutuşanlar sadece Mekke kâfirleri, ya da sadece şu andaki kâfirler değildir. Şu anda müslümanları yok etmek için komplolar hazırlayanlar ilk değillerdir. 

Tarihin başlanıcından bu yana her dönemin kâfirleri aynı şeyi yapmışlardır. Hazreti Adem (a.s) döneminden  kıyâmete kadar tüm kâfirlerin ortak ve değişmeyen özelliğidir bu. Her dönemde müslümanlara tuzak kuranlar olmuştur. Ama  Allah onların binalarının temelini yıkıverdi. Tavan onların üzerlerine çöktü ve bilmedikleri, ummadıkları yerlerden de azap onlara geliverdi. Evet Allah onların temellerini yıkıyor, tavanlarını üzerlerine çöktürüyor ve hiç ummadıkla bir zamanda, bir gece, yahut bir gündüzün eğlence anında helâk olup gittiler. Kim Allah’la baş edebilir ki? 

Müfessirlerin çoğunluğu, âyette ifade edilen “Daha önce tuzak kuran kâfirler” den maksadın “Nemrut” olduğunu söylemişlerdir.

Nemrut, Babil şehrinde büyük bir kule yaptırıp oradan. Hz.İbrahimin, kendisini iman etmeye davet ettiği Allahı görmeye ve ona karşı savaşmaya çıkmıştır. Bunun üzerine Allah teala bir rüzgâr gönderip o kuleyi, kendisini ve halkının başına yıkmıştır.

Bazı müfessirlere göre ise “Daha önce tuzak kuran kâfirlerden maksat, Buhtunnasr´dır. Allah teala bunun yaptığı kuleyi yerle bir etmiş ve kendisinin de helak etmiştir.

Bazı müfessirler de bu âyet-i Kerimenin bir misal olduğunu, Allaha ve göndermiş olduğu Peygamberlere tuzak kuranlara karşı Allahın azabının aniden gelip onları helak ettiğini bildirdiğini söylemektedirler.

 TABERİ TEFSİRİ

Başa dön tuşu