Suudi Arabistan’ın El-Kaide’nin Sadık Evladı ile Şüpheli İlişkileri

Rasthaber – Suriye’deki isyancıların kökeni El-Kaide’ye dayanmaktadır.
El-Kaide’nin özellikle Suudi Arabistan olmak üzere bölgedeki Arap ülkeleriyle
olan ilişkilerinin geçmişine bakıldığında, bu iki taraf arasında dikkate değer
çatışmalar görüldüğü ve bu durumun Suriye krizini daha da derinleştirdiği
anlaşılmaktadır.
Ebu Muhammed el-Colani’nin geçmişi, her şeyden önce
El-Kaide’de aranmalıdır. El-Kaide, 1988 yılında Usame Bin Ladin tarafından
kurulmuş bir terör örgütüdür. Zamanla bu grup, bölgedeki diğer ülkelere
yayılmış ve Irak ile Suriye’ye kadar ulaşmıştır. El-Colani, 2003 yılında Irak’a
gitmiş ve El-Kaide Irak (AQI) örgütünün üst düzey üyelerinden biri olmuştur.
Siyonist gazete Times of Israel, 2013 yılında el-Colani
hakkında bir raporda şu ifadeleri kullanmıştır:
“El-Colani o kadar gizemlidir ki kimse onun gerçek adının ne
olduğunu kesin olarak söyleyemez. Irak güvenlik yetkilileri, onu El-Kaide’nin
üst düzey liderlerinden biri olarak tanımlamışlardır. El-Colani ayrıca El-Kaide
Irak’ın ana lideri olan Ebu Musab el-Zerkavi’nin yakın çevresindendir.
El-Colani, bir süre Amerikan hapishanelerinde kalmıştır. Hapisten çıktıktan
sonra askeri faaliyetlerine devam etmiş ancak bu kez Ebu Bekir el-Bağdadi’nin
yanında yer almıştır. El-Colani, bir süre sonra Suriye’ye gitmiş ve 2012
yılında El Kaide’nin bir kolu olarak Nusra Cephesi’ni kurmuştur. Bu terör
örgütü, el-Colani’nin liderliğinde genişlemiştir. IŞİD’in el-Bağdadi
liderliğinde kurulmasının ardından El-Colani, El-Kaide’nin ikinci lideri olan
Eymen ez-Zevahiri’ye bağlılık yemini etmiştir.”
Şam’ın isyancılar tarafından ele geçirilmesinden sonra,
El-Colani ve Amerikan medyası, onun El-Kaide’den ve onun ideolojisinden
uzaklaştığını ve değiştiğini iddia etmeye çalışmıştır.
İngiliz haber ajansı Reuters, şu iddiada bulunmuştur:
“El-Colani, Nusra
Cephesi’ni kurmadan önce El-Kaide için Irak’ta savaşmıştır, ancak El-Colani ve
Tahrir el-Şam açık bir şekilde değişmiştir. Artık eskisi kadar katı
değillerdir.”
Reuters, El-Colani’den alıntı yaparak şunları
yazmıştır:
“El-Colani, masum insanları öldürmeye karşı olduğunu ve
terörist olarak adlandırılmanın adaletsiz olduğunu söyledi. El-Culani, grubunun
Batı için hiçbir zaman bir tehdit oluşturmadığını belirtti. ‘Tekrar ediyorum,
El-Kaide ile iş birliğimiz sona ermiştir’ dedi.”
Middle East Eye internet sitesi bu konuda şunları
yazmıştır:
“Zaman geçtikçe El-Kaide etiketi, Nusra Cephesi’ne
fazlasıyla yapışmıştı ve El-Colani, El-Kaide’nin cihat ideolojisinden
uzaklaşmaya ve uluslararası meşruiyet kazanma arzusunu ifade etmeye başladı.
Tahrir el-Şam, IŞİD veya El-Kaide gibi bir hilafet kurma niyetine sahip
değildir.”
Ancak el-Colani’nin fiili eylemleri, onun ve Tahrir
el-Şam’ın El-Kaide’den ayrılmadığını göstermektedir. Örneğin, yakın zamanda
El-Kaide ve Nusra Cephesi’nin hâkimi olan ve Suriyeli kadınları sokaklarda idam
eden Şadi el-Veysi, el-Colani’nin hükümetinde adalet bakanı olarak atanmıştır.
Ancak soru şu ki, El-Kaide’nin El-Colani ve Tahrir el-Şam’a
ait olması Suriye’yi nasıl etkiliyor?
İç meseleler ve Suriye halkına yönelik muameleler bir yana,
bu grubun ve bağlılarının Batı ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar tarafından
terörist olarak ilan edilmesi bir yana; bölgedeki Arap ülkeleri de El-Kaide ile
iyi bir ilişkiye sahip değil. Bu ülkeler
arasında önemli oyunculardan biri olan Suudi Arabistan da yer alıyor.
Amerikan düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nün raporuna
göre, “2004 yılında El-Kaide ile Suudi Arabistan Krallığı arasında ölümcül
çatışmalar yaşandı.” Suudiler, El-Kaide ile çatışmayı terörizmle mücadele
başarısı öyküsü olarak göstermeye çalıştılar.
2003 yılında da El-Kaide’nin Suudi Arabistan’a yönelik
doğrudan saldırısı önemli kayıplara yol açtı.
Körfez bölgesindeki diğer önemli Arap oyunculardan Birleşik
Arap Emirlikleri de El-Kaide’yi terörizm ve tehdit olarak tanımlamıştır. BAE Dışişleri Bakanlığı, “Birleşik Arap
Emirlikleri her tür terörizmi şiddetle kınar” açıklamasında bulundu. Bu
açıklamada IŞİD ve El-Kaide terörist örgütler olarak gösterildi.
Genel olarak, Suriye şu anda çeşitli bölgesel oyuncuların
çekişme alanı haline geldi ve El-Colani her iki tarafa da çekiliyor. Ancak onun
ve ekibinin El-Kaide geçmişi bu anlaşmazlıkları daha da karmaşık hale
getiriyor.