Tüm canlılar ve melekler Allah’a secde ederler

 

اَوَلَمْ يَرَوْا اِلٰى مَا خَلَقَ اللّٰهُ مِنْ شَيْءٍ يَتَفَيَّؤُ۬ا ظِلَالُهُ عَنِ الْيَم۪ينِ وَالشَّمَٓائِلِ سُجَّدًا لِلّٰهِ وَهُمْ دَاخِرُونَ ﴿٤٨﴾

48- Allah’ın herhangi bir şeyden yarattığına bakmıyorlar mı? Onun gölgeleri küçülerek sağdan ve soldan Allah’a secde eder vaziyette döner.

وَلِلّٰهِ يَسْجُدُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِ مِنْ دَٓابَّةٍ وَالْمَلٰٓئِكَةُ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ ۩ ﴿٤٩﴾

49- Göklerde ve yerde olan ne varsa, canlılar ve melekler Allah’a secde ederler  ve onlar büyüklük taslamazlar.

يَخَافُونَ رَبَّهُمْ مِنْ فَوْقِهِمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ۟ ﴿٥٠﴾

50- Üstlerinden (her an bir azab göndermeğe kadir olan) Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyi yaparlar.

Uzayıp kısalan, dik uzanan ve kırılan eğilim, gösterip giden gölgelerin manzarası ile dolu sahne, kalbini açan, duygularını uyandıran, etrafını kuşatan, evrenle diyalog içine girenler için etkili bir sahnedir.

Kur’an varlıkların ve eşyanın ilahi yasalara boyun eğişini -boyun eğişin en belirgin görüntüsü olan- “secde” ifadesi ile vermektedir. Dikkatleri -uzadıktan sonra geri dönen- gölgelerin hareketine çekmektedir. Gölgelerin hareketi gerçekten de gizli, saf duygular üzerinde etkili olan, köklü ve derin bir harekettir. Burada bütün yaratıklar gönülden boyun eğmiş, teslim olmuş ve itaatkâr olmuş biçimde çizilmektedir. Ayrıca bunlara yerde ve göklerde bulunan her canlı ilave edilmiştir. Bu evrendeki tüm varlıklara bir de melekler ekleniyor. Sonra bakmışız ki sahne, nesneler, gölgeler, hayvanlar ve meleklerle dolup taşmıştır. Hepsi boyun eğmiş, itaate yönelmiş, ibadete ve secdeye kapanmıştır. Allah’a kulluk yapmaya karşı büyüklük taslamıyorlar ve O’nun emrine aykırı hareket etmiyorlar. Bu ilginç ve hayret verici ortamda kural dışı kalanlar, sadece büyüklük taslayan ve inkâra kalkışan insanlardır.

Evet, herşey, ister istemez Allaha boyun eğmek ve ona secde etmek zorundadır. Bunu şeklen yapmasa da manen yapmaktadır. Zira bütün varlıklar, hayatlarını devam ettirebilmek için yüce mevlanın kendilerine verdiği nimetlerden istifade etmek zorundadırlar. Bu sebeple kendilerine nimet veren Allaha boyun eğmek zorundadırlar.

Bu hususta diğer âyetlerde de şöyle bu vurulmaktadır: “Allah’ın dininden başkasını mı arıyorlar Oysa göklerde ve yerde ne varsa, hepsi ister istemez ona teslim olmuştur. Ve yine ona döneceklerdir. “Göklerde ve yerde olanlar ister istemez Allaha secde ederler. Gölgeleri de sabah akşam Allaha boyun eğer. 

FİZİLALİL KUR’AN

Allah’ın yarattığı şu varlıklara bakmıyorlar mı ki küçülerek onların gölgeleri sağa sola dönüp de Allah’a secde ediyorlar. Gökler, yerler, göklerde ve yerdeki tüm varlıklar, melekler büyüklük taslamaksızın Rablerine boyun bükerler. Rablerinin emirlerine ters düşmekten ödleri kopar. Allah’ın kendilerine emrettiği her şeyi yaparlar. Madem ki melekler, göklerdeki ve yerlerdeki tüm varlıklar Rablerine teslim olmuşlar, Rablerine secde etmişlerse biz kim oluyoruz da O’na secde etmeyelim? Tüm varlıklar Allah’a teslimken biz kim oluyoruz da O’na teslim olmuyoruz? Neyimize güveniyoruz biz? Hayır hayır bizler de Rabbimize teslim olmak zorundayız. Bizler de Rabbimizin istediği bir kulluk hayatını yaşamak zorundayız.

BASAİRUL KUR’AN

Başa dön tuşu