Unutulmuş bir kanser türü! Apandisit belirtileri nelerdir? Dikkat! Gençlerde yaygınlaşıyor! Tütün ve alkolden uzak durun!

Yakın zamana kadar o kadar nadir görülen bir hastalıktı ki birçok insan adını bile duymadı.

Ancak şimdi, durum biraz farklı!

Yakın geçmişte bu hastalık, doktorların kariyerleri boyunca sadece 1-2 kez karşılaşabilecekleri türden bir hastalıktı.

Neredeyse her zaman yaşlı yetişkinlerde görülürdü.

Ancak şimdi şaşırtıcı ve endişe verici bir eğilim ortaya çıkıyor.

Apandis kanseri daha sık teşhis ediliyor ve giderek 30-40’lı yaşlarda ve hatta daha genç insanları etkiliyor.

Bu değişim birçok uzmanı şaşkına çevirdi ve cevap aramaya itti.

Apandis, kalın bağırsağa bağlı küçük, parmak şeklinde bir keseciktir.

Vücuttaki işlevi hala tartışma konusudur, ancak en çok apandisit, yani genellikle acil ameliyat gerektiren ağrılı bir iltihaplanmaya neden olmasıyla bilinir.

Daha az bilinen bir gerçek ise, apandiste genellikle herhangi bir uyarı belirtisi olmaksızın kanser gelişebilmesidir.

Yeni bir çalışma, 1970’lerden sonra doğan kişilerde apandis kanseri vakalarının sayısının önemli ölçüde arttığını gösterdi.

Aslında, 1940’larda doğanlara kıyasla genç nesillerde bu hastalığın görülme sıklığı 3-4 katına çıktı.

Genel rakamlar hala düşük olsa da (apandis kanseri her yıl milyonda sadece birkaç kişiyi etkiler), bu hızlı artış dikkat çekicidir.

Daha da dikkat çekici olan ise, vakaların yaklaşık üçte birinin 50 yaşın altındaki yetişkinlerde görülmesi.

Bu oran, diğer gastrointestinal (sindirim sistemi) kanser türlerinde görülen orandan çok daha yüksektir.

ARTIŞIN SEBEBİ NE?

İlk şüphelilerden biri, son 20-30 yılda yaşam tarzı ve çevrede meydana gelen keskin değişiklikler.

Obezite oranları 1970’lerden bu yana hızla arttı.

Aşırı kilo, sindirim sistemi kanserleri de dahil olmak üzere birçok kanser türü için bilinen bir risk faktörü.

Beslenme alışkanlıkları daha işlenmiş gıdalara, şekerli içeceklere ve kırmızı veya işlenmiş etlere doğru kaydı.

Bunların tümü bağırsağın diğer bölümlerinde kanser riskinin artmasıyla bağlantılı.

Fiziksel aktivite azaldı, daha fazla insan uzun saatler boyunca masalarda veya ekranların önünde oturmakta.

Diğer bir ihtimal ise, önceki nesillerin karşılaşmadığı yeni çevresel faktörlere maruz kalıyor olmamız. Gıda üretiminin endüstrileşmesi, plastik ve kimyasalların yaygın kullanımı ve su kalitesindeki değişiklikler bu konuda rol oynuyor olabilir. Ancak, kanıtlar henüz erken aşamada.

APANDİS KANSERİNİN TESPİTİ ZOR

Apandis kanserini özellikle zorlu kılan şey, tespit edilmesinin zor olmasıdır.

Kolon kanseri, bazen kolonoskopi taramalarıyla erken teşhis edilebilirken, apandis kanseri genellikle fark edilmez. Semptomlar, ortaya çıksa bile, belirsizdir ve kolayca göz ardı edilebilir. Kişiler, birçok iyi huylu rahatsızlıkta sık görülen hafif karın ağrısı, şişkinlik veya bağırsak alışkanlıklarında değişiklikler yaşayabilir. Sonuç olarak, çoğu vaka, apandisit şüphesiyle yapılan ameliyattan sonra, erken müdahale için genellikle çok geç olduğunda keşfedilir.

Çarpıcı olan ise şudur;

Vakaların artmasına rağmen, apandisit kanseri için rutin tarama testi yok.

Hastalık, yaygın tarama uygulamak için çok nadir.

Apandisin, standart görüntüleme veya endoskopi ile görüntülenmesi de zor olabilir.

Son birkaç on yılda, antibiyotikler hem tıpta hem de tarımda daha sık kullanılmaya başlandı. Bu yaygın kullanım, bağırsaklarımızdaki bakteri dengesini değiştirebilir ve bu da kanser riskini etkileyebilir. Son zamanlarda yapılan bazı araştırmalar, erken yaşta antibiyotiklere maruz kalmanın sindirim sistemi üzerinde uzun vadeli etkileri olabileceğini öne sürmektedir, ancak bu bağlantıyı doğrulamak için daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.

Şu an için en iyi tavsiye, ağlıklı bir kiloyu korumak, meyve, sebze ve tam tahıllar açısından zengin dengeli bir diyet uygulamak ve fiziksel olarak aktif kalmak, birçok kanser türünün riskini azaltabilecek adımlar…

Tütünden ve alkolden uzak durmak da önemli.

Başa dön tuşu